Terör örgütü Hizbullah’a yakınlığı ile bilinen HÜDA PAR’ın Kemalizme yönelik akınları bitmek bilmiyor. Geçen hafta söz konusu parti tarafından düzenlenen ‘Kürt problemine insani çözüm’ isimli çalıştayda Türkiye’nin kurucu bedellerine, üniter yapısına ve Kemalizm’e yönelik taarruz niteliğinde tespitlerde bulunuldu. Tahlil olarak şeriatçılık savunuldu. 

AKP İÇİNDE DE TARTIŞMA YARATTI

Çalıştaya birçok eski ve mevcut AKP’li milletvekili katıldı. Çalıştay AKP’liler nezdinde de tartışmalara neden oldu ve başta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanı Mehmet Uçum olmak üzere AKP’li isimler de çalıştayı eleştirdi. Tartışmalar sürerken dün de yeni bir gelişme yaşandı. Mersin Milletvekili Faruk Dinç dün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yaptığı bir konuşmada “Kürt sıkıntısının sebebi Kemalizmdir. Kemalizm bir zehirdir” istikametinde ifadeler kullandı. Dinç’in sözleri büyük reaksiyon topladı. 

DÖNEMSEL Mİ İDEOLOJİK Mİ?

Ortaya çıkan tablo yanıtlanmayı bekleyen soruları da beraberinde getirdi. HÜDA PAR’ın son devirdeki çıkışları dönemsel bir çıkış mı yoksa ideolojik bir sınırı mı temsil ediyor?

Soldan sağa: Şehzade Demir, Faruk Dinç, Serkan Ramanlı, Zekeriya Yapıcıoğlu

KİMLER SEÇİLDİ?

Bu sorunun cevabını vermek için biraz gerilere gitmekte yarar var… HÜDA PAR’lılar 14 Mayıs 2023 seçimlerinde AKP listelerinden milletvekili seçildi: 

Zekeriya Yapıcıoğlu (HÜDA PAR Genel Başkanı; İstanbul 3. Bölge 4. sıradan milletvekili seçildi) Şehzade Demir (HÜDA PAR Genel Sekreteri; Gaziantep 6. sıradan milletvekili seçildi)  Faruk Dinç (HÜDA PAR Diyarbakır Vilayet Lideri ve Genel İdare Kurulu Üyesi; Mersin 4. sıradan milletvekili seçildi) Serkan Ramanlı (HÜDA PAR Sözcüsü; Batman 2. sıradan milletvekili seçildi)

Seçilen isimler HÜDA PAR’da takım seviyesinde siyaset yapan ve terör örgütü Hizbullah’a da ‘anlayışlı tavırlarıyla’ dikkat çeken isimlerdi. Gazi Meclis’te dün HÜDA PAR’lı Ramanlı tarafından lisana getirilen ve geçen hafta sonu AKP’li isimlerin katıldığı çalıştayda söylenenler ideolojik bir çizginin yansıması. 

AKP’nin yanı sıra Cumhur İttifakı’nın başka üyesi MHP’nin de bu çıkışlara ait ideolojik bir karşı çıkışı bulunmuyor.  Bu durum, iktidarın radikal çıkışlar için bu partiyi desteklediği argümanlarını da güçlendiriyor.  

Son günlerde AKP içinden de ferdî reaksiyon alan açıklamalar HÜDA PAR için yeni değil. Bunu anlamak için parti programına bakmak kâfi… 

Cumhuriyet o politik telaffuzların izini sürdü. AKP’nin oylarıyla Meclis’e giren ve her fırsatta Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu Mustafa Kemal Atatürk’ün fikirlerini ve aksiyonlarını temsil eden Kemalizme hakaret eden HÜDA-PAR’ı yakından tanıyalım…

HÜDA PAR bugün AKP’li ve Saray’daki kimi isimleri ‘eleştirdiği’ argümanları yıllardır lisana getiriyor. Bölücülük ve Kürt-İslamcılık temelindeki siyasetler partinin ‘resmi politik hattı’ olarak biliniyor.

HÜDA PAR’la ilgili öne çıkan dikkat cazip noktalar şöyle:

ATATÜRK DÜŞMANLIĞI

Partinin 10. yılı hasebiyle hazırlanan görüntüde, Cumhuriyetin kurucusu Atatürk ve beraberindeki heyetin TBMM açılışındaki imgeleri verilerek ‘namlusu düşmana çevriliyken gönlünü düşmana kaptırmış kadolar’ sözleri kullanıldı. Görüntü hâlâ partinin resmi YouTube kanalında yayında. 

“ÖZERKLİK UYGULANABİLİR”

HÜDA PAR’ın ulus devlet anlayışına eleştirel tavrı bilinirken parti programında lokal idarelerle ilgili kısımda ‘Mevcut merkezi ve mahallî devlet tertip yapısının ıslahı ile birlikte, mevcut yapının tabu olarak kabulünden vazgeçilerek olumlu ve olumsuz tüm istikametleri ile eyalet sistemi, özerklik, federasyon üzere idare modelleri üzerinde serbestçe tartışılabilmelidir. Toplumun huzur, refah ve inancı için gerekli olduğunun toplumun çoğunluğu tarafından kabulü halinde bu modeller uygulanabilmelidir.

“ŞEYH SAİT’TEN ÖZÜR DİLENMELİ”

“HİZBULLAH TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL”

HÜDA PAR’ın Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu geçen yıllarda katıldığı bir programda “Hizbullah size nazaran bir terör örgütü mü” sorusuna, “Türkiye Cumhuriyeti’ne nazaran Hizbullah terör örgütü olabilir lakin bana nazaran bir terör örgütü değil” diye karşılık verdi.

HİZBULLAH, TÜRKİYE’Yİ DEHŞETE DÜŞÜRMÜŞTÜ

Müslüman feminist muharrir Konca Kuriş Temmuz 1998’de kaçırıldı, haftalarca azaba uğramış cesedi Ocak 2000’de Konya Meram’da Hizbullahçılara ilişkin bir meskenin bodrumunda bulundu.

HÜDA PAR’ın terör örgütü olarak görmediği Hizbullah bilhassa 90’lı yıllardaki karanlık cinayetlerde ismi geçen bir örgüt. Onlarca kişi Hizbullah örgütünün akınları sonucu hayatını yitirdi. Kendisini Müslüman Feminist olarak tanımlayan Konca Kuriş örgüt tarafından 98 yılında kaçırılıp katledilirken Kuriş’in canzı vücuduna 2000 yılında ulaşıldı. Tekrar benzeri biçimde çok sayıda kişinin öldürüldüğü daha sonra örgüt meskenlerine yapılan baskınlarda ortaya çıktı.

2001 yılında Diyarbakır Emniyet Müdürü olarak görev yaptığı sırada yanında yer alan polisler Mehmet Kamalı, Sabri Kün, Mehmet Sepetçi, Atilla Durmuş ve Selahattin Baysoy ile birlikte pusuya düşürülerek şehit edilen Gaffar Okan da örgütün kanlı hücumlarında hayatını yitirenlerden.

BÖYLE VAHŞET GÖRMEDİM

Hizbullah ‘domuz bağı’ olarak bilinen metotlarla birçok cinayet gerçekleştirirken bu cinayetlerin birçoğu ise hala aydınlatılamadı. Örgütün derin devletle olan ilgisi tekraren yazıldı lakin somut bir evreye geçilemedi.  Türkiye Cumhuriyeti eski İçişleri Bakanlarından Sadettin Tantan, Hizbullah vahşeti için “Ne sinemalarda ne kitaplarda bu türlü bir vahşeti görmedim duymadım” sözlerini kullanmıştı. 

HÜDA PAR’ın resmi sitesinde yayımladığı parti programında Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın değiştirilemez birinci dört hususunun değiştirilebileceği yazıyor. 

HÜDA PAR’ın parti programında Anayasa’ya ait şu sözler kullanılıyor:

    • Anayasanın değiştirilemez nitelikte hiçbir unsuru olmamalıdır.

    • Yeni anayasa rastgele bir ideoloji dayatmamalı, bu çerçevede hem seçilecek milletvekillerinin hem de devletin değişik kademelerinde misyon alacakların yemin metni değiştirilmelidir.

    • Hiç kimse bir ideolojiye bağlılık üzerine yemin etmemeli lakin herkes bu toplumun yararına çalışacağına dair yemin etmelidir.

ANAYASANIN DEĞİŞTİRİLEMEZ DÖRT HUSUSU NEDİR?

I. Devletin şekli

MADDE 1-Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

II. Cumhuriyetin nitelikleri

MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, ulusal dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel unsurlara dayanan, demokratik, lâik ve toplumsal bir hukuk Devletidir.

III. Devletin bütünlüğü, resmî lisanı, bayrağı, ulusal marşı ve başkenti

MADDE 3– Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle ayrılamaz bir bütündür. Lisanı Türkçedir.

Bayrağı, formu kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Başkenti Ankara’dır.

IV. Değiştirilemeyecek hükümler

MADDE 4- Anayasanın 1 inci hususundaki Devletin biçiminin Cumhuriyet olduğu hakkındaki karar ile, 2 nci hususundaki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü hususu kararları değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.