Milli Mücadele’nin en değerli eşiklerinden birisi 1. İnönü Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasıyla aşıldı. 6 Ocak 1921 günü Bursa’dan Eskişehir istikametine, Uşak’tan Afyon istikametine iki kol halinde ileri harekâta başlayan Yunanlar, 9 Ocak’ta İnönü mevzilerine kadar geldiler. 9 Ocak 1921 günü mevzi ilerisindeki Türk emniyet kuvvetleriyle Yunan öncü kuvvetleri ortasındaki muharebeler karanlık basıncaya kadar bütün şiddetiyle devam etti. Kendisinin üçte biri büyüklükteki Türk ordusunun direnişi karşısında tutunamayacağını anlayan Yunan ordusu, 11 Ocak 1921 sabahı İnönü mevzilerinden çekildi.
‘MÜTTEFİKLER GERİ ADIM ATTI’
Düzenli ordunun birinci zaferi özelliği taşıyan 1. İnönü Zaferi sonrası Kuvayı Milliye’den sistemli orduya geçiş süreci hızlandı, halkın yeni kurulan orduya inancı arttı. Zaferin milletlerarası tesiri ise Ulusal Mücadele’nin dünya ölçeğinde kendini kabul ettirmesi oldu. Zafer sonrası müttefikler, 26 Ocak 1921 tarihinde Osmanlı Devleti’nin Londra’ya bir heyet göndermesini ve bu toplantıya Ankara hükümetinden de temsilci bulundurulmasını istemek zorunda kaldı. İtilaf Devletleri’nden Fransa ve İtalya, savaş sonrası ulusal hükümete yakınlaşma göstererek, Türk kurtuluş hareketine karşı daha anlayışlı bir tavır içine girerken, savaş öncesi gergin olan Türk-Sovyet bağları, Birinci İnönü Savaşı’nın kazanılmasıyla yumuşama gösterdi. Sovyetler Birliği, Türkiye üzerindeki siyasetinde değişikliğe gitti. 1. İnönü Zaferi’nin tesirini Mustafa Kemal Atatürk ise şu sözlerle tabir etti: “Yeni Türkiye Devleti’nin küçük, ancak ulusal davalı genç ordusu, en dar bir hesapla üç kat üstün düşmanı İnönü Meydan Muharebesi’nde mağlup etti. Strateji sanatının en nazik icabatını isabetle uyguladı. İç çizgilerin kullanılmasında harp tarihine parlak bir misal yazdı.”