İnegöl‘ün kırsal Cerrah Mahallesi’nde geçmişte çokça yetiştirilen kuru fasulyenin üretimi, endüstrileşme ve üreticilerin diğer eserlere yönelmesi nedeniyle vakitle azaldı.

İnegöl Belediyesinin “Cerrah kuru fasulyesi”ni eski günlerine kavuşturmak için başlattığı çalışmalar sonucu ekim alanı 1000 dekara kadar çıktı.

Üretimi artan ve İnegöl Belediyesince coğrafik işaret tescili alınan fasulye, bir gün evvelden ıslatmaya gerek kalmadan pişirilebiliyor.

“YILLIK YAKLAŞIK 200 TON FASULYE HASADI GERÇEKLEŞTİRİLİYOR”

Bunlardan birinin de “Cerrah kuru fasulyesi” olduğunu belirten Taban, “Cerrah kuru fasulyesinin son devirde ekili alanı 1000 dekara kadar ulaştı. Natürel bu 1000 dekarlık alandan da yıllık yaklaşık 200 ton fasulye hasadı gerçekleştiriliyor.” diye konuştu.

“Cerrah kuru fasulyesi”nin coğrafik işaretini aldıklarını lisana getiren Taban, 1950’lerde İnegöl’de Cerrah bölgesinde çok önemli manada kuru fasulye ekildiğini ve buradan bilhassa İstanbul’a ve öteki bölgelere kamyonlarla sevk edildiğini öğrendiklerini anlattı.

Sanayileşme, hasadının zorluğu ve ekili alanlarının azalması nedeniyle bu fasulyenin neredeyse bitme noktasına geldiğini belirten Taban, şöyle konuştu:

“Kırsal Kalkınma Müdürlüğümüzle değerlendirdiğimizde yine ekilişleri artırıp bilhassa de bu eseri yeniden yaygınlaştırma sürecine çevirelim diye düşündük. Sonrasında ekilişlerimiz arttı, eser tekrar istediğimiz noktalara geldi. Hasat dayanağı veriyoruz, hasat makinesi aldık. Kâfi ki vatandaşımız hasadını basitçe yapabilsin. Hasadı biraz güç olduğu için biraz da bu yüzden ekmekten uzaklaşılabiliyor lakin şu anda vatandaşlarımız giderek daha fazlaca ekmeye başladı.”

“Cerrah kuru fasulyesi”nin besin pahaları açısından çok değerli ve güçlü olduğunu belirten Taban, şunları söyledi:

“Bunun yanı sıra pişirme noktasında da çok büyük bir avantaj sağladığını görüyoruz. Bilhassa hanımefendiler daha uygun bilecektir, bilhassa gece onu ıslatmanız lazım. Yarın pişirecekseniz ön bir hazırlık gerekir. Fasulyemiz o kadar kıymetli ve değerli ki eseri pişireceğiniz anda tıpkı gün direkt olarak pişirebileceğiniz özelliklere sahip ve lezzet açısından, mineral ve besin pahaları açısından da çok çok beğeni aldığını görüyoruz.

Geçmişte de Cerrah bölgemizde bu tıpkı vakitte çömleklerde pişirilip, toprak çömleklerin içerisinde yanında da çok hoş soslar, biberlerle birlikte sunulan bir eser. Artık bunu yine biz Gastro İnegöl Restoranı’mızda servis ediyoruz. Olağan Cerrah’ta da bunu tıpkı formda bir işletme içerisinde satıldığını görmek, bu da bizi çok keyifli ediyor. İnşallah özümüze döndük, var olan bir kıymeti tekrar gün yüzüne çıkardık. Tamam sanayi devam etsin ancak tarım da devam etsin, hayvancılık da devam etsin istiyoruz. Hasebiyle bunlar bizim mahallî değerlerimizdi, bunu da yine ayağa kaldırmak bizleri son derece keyifli etti.”

MÜŞTERİLER AĞIR İLGİ GÖSTERİYOR

İnegöl Belediyesi bünyesindeki Gastro İnegöl Restoranı’nın başşefi Ali Müfit Çağlayan ise “Cerrah kuru fasulyesi”ni menülerinde her gün bulundurduklarını söyledi.

Müşterilerinin de kuru fasulyeye ağır ilgi gösterdiğini vurgulayan Çağlayan, “Fasulyemizi öbür fasulyelerden ayıran özelliklerimizin en başında evvelden ıslatma gerektirmemesi gelir. Olağanda konutlarda, marketlerden alınan ya da öteki fasulye cinsleri akşamdan ıslatılır, sabah güzelce yıkanır bir ön haşlama yapılır, daha sonra da yemek haline getirilir. Bizde hiç ön ıslatma yapılmadan direkt bir haşlamayla bir arada yemek haline getirilebiliyor. Bu da kuru fasulyenin cinsinden ve kalitesinden kaynaklı. Lezzeti yeniden başka fasulyelerin bilakis çok hoş, yumuşacık, pamuk üzere fasulyedir. Kalori ve kalsiyum bakımından çok güçlü fasulyedir.” diye konuştu.

Çağlayan, şunları söyledi:

“Bizde helmeli diye tabir ettiğimiz güveçlerde yapılır. Evvel soğanları güzelce kavrulur, sonra toz biber, salçası vesaire öbür eserler girer. Güveçte kısık ateşte uzun müddetli halde pişer. Keşke odun ateşinde eski yollarda pişirilebilse lakin şu anda da elimizden geldiğince kısık ateşte uzun müddetli pişirmeler yaparak eskiyi yad ederek, eskiye uygun formda yapmaya çalışıyoruz.”