Kazdağları Ekoloji Platformu’nun Cengiz Holding’in Halilağa Bakır Madeni Projesi’nin ÇED Olumlu Kararı’nın iptali için açtığı ikinci davada Çanakkale 1. Yönetim Mahkemesinin 2’ye 1 oy çokluğu ile davanın reddine karar verilmişti. Bunun üzerine, karar temyiz edilerek Danıştay’a taşınmıştı.

Birebir formda Nurol Holding’in Lapseki Altın Madeninin ÇED Olumlu kararının iptali için açılan ve Çanakkale 1. Yönetim Mahkemesi’nin reddettiği dava da temyiz edilerek Danıştay’a taşınmıştı. Müracaattan 6,5 ay sonra Danıştay kararını açıkladı. Lakin Danıştay 4. Dairesi, temyiz başvurusunu 2/3 oy çokluğu ile reddetti.

Platformdan karara ait yapılan açıklamada, Danıştay’ın köylülerin, ömür savunucularının, bilim insanlarının, kurdun kuşun haklı sesini duymazdan ve görmezden geldiğini belirtilerek şöyle denildi:

“Oysa köylüler Ankara’ya, Danıştay’ın önüne kadar gitmiş ve “Danıştay, Duy Sesimizi” demişti. Cengiz Holding, Çanakkale’nin Bayramiç ve Çan ilçelerinin Hacıbekirler, Muratlar ve Halilağa köylerini, yaşanmaz hale getirip, haritadan silecek, ruhsatlı alan çevresindeki 12 köyü de tehdit edecek proje için, 105 gündür 5 bin 200 dönüm ormanlık alanda ağaçları kesiyor, yollar açıyor, hafriyat ve hafriyat yapıyordu. Köylülerin, tabiat ve hayat savunucularının kesim motorlarının, iş makinelerinin önüne geçmesi şirketi durduramamıştı. Alanda yapılan aksiyonları, buluşmaları, atılan bu kadar çığlığı duymayan Danıştay, tabiatın ve ömür alanlarının katledilmesine müsaade çıkardı. Cengiz Holding’in işletme müsaadesinin iptali için açtığımız davada ise mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. Kesin karar bekleniyor. Orman Kesin Müsaadelerinin iptali için açtığımız dava ise devam ediyor. MAPEG’in bu ortada şirkete yeni bir işletme müsaadesi verdiği bilgisi alınsa da şimdi müsaadesi göremedik.”

MÜCADELE ANAYASA MAHKEMESİ’NE TAŞINACAK

Cengiz Holding ve Nurol Holding’in Kazdağları’nın orman ekosistemlerini, hayat alanlarını, köylülerin geçimlik kaynakları tarlalarını yok edecek, yörenin su kaynaklarına el koyacak, Çan, Bayramiç, Karamenderes su havzalarını olumsuz etkileyecek, tarım ve hayvancılığı bitirecek, yerleşim yerlerinin çabucak bitişiğinde olan bu projelerine müsaade verilmesinin Kazdağları’nın yeni idam fermanı olduğu vurgulanan açıklamad şu tabirlere yer verildi:

“Siyasi iktidarın yırtıcı, sömürgeci güç ve madencilik siyasetleri, taraflı hukuk sistemi ile korununca, sermaye dikensiz gül bahçesinde kârına kâr katmaya, özgürce at oynatmaya devam ediyor. Ülkemizin her yanı güç ve madencilik projeleri ile doldu. Bu ekoyıkım projelerine karşı ses çıkarmayanlar da tarih önünde bu yıkımlardan sorumlu olacaklar. Halkın, köylünün, ömür savunucuların sesini, isyanını görmezden gelenler, su kaynaklarını, tarlaları, meraları gasp edenler, ormanları, yaban hayatı yok edenler, ekokırıma yol açanlar kesinlikle bir gün, herkese adil davranan gerçek bir hukuk sistemi karşısında hesap verecek! Yöre halkı ve ömür savunucuları olarak çabaya sonuna kadar devam edeceğiz. Süreci Anayasa Mahkemesi’ne de taşıyacağız!”